İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

21 Temmuz 2019 Pazar

16 temmuz 1934, kizilcahamam

 Türk kadınına seçme seçilme hakkının verildiği günlerde.. Atatürk, Türk Dil Kurultayında konuşma yapmak üzere İstanbul’a gidecektir.. Bu kez tren yerine karayoluyla gitmeyi ister.. 16 Temmuz sabahı Otomobil’e yola çıkarlar.. Gezinin bu kısmını Atamızın manevi kızı Afet İnan şöyle anlatıyor; “-Sıcak yaz mevsiminde, otomobille Kızılcahamam yolundayız… O zaman ki şose yol, Zir Ovası’ndan giderdi. Yol boyunca bütün köylüler, Atatürk geçecek diye çıkmışlar, kısım kısım yerlerde toplanarak, ağaç dallarından çardaklar ve taklar yapmışlardı. Kazan köyüne yakın bir yerde durduk. Okul öğrencileri, öğretmenleriyle sıralanmıştı. Nahiye müdürü, köy muhtarı ve kadınlı erkekli köylüler hep bir arada idiler. Atatürk, üstü kapalı, yanları açık bir otomobilde… Yanımızda Nuri Conker ve Başyaveri bulunuyordu. Otomobil durdu. Fakat o topluluktan hemen cesaret edip yaklaşan olmamıştı. Adeta emir bekliyorlar gibi bir durum vardı. Onların içinden birden bire sırma işlemeli en güzel köylü elbiselerini giymiş. Yağız çehreli bir kadın otomobile yaklaştı. “Paşam hoş geldiniz, senin için yer hazırladık, ayran yaptık insene.” dedi. Atatürk nezaketle yolumuzun uzun olduğunu ve her yerde durmanın mümkün olamayacağını anlattı. Fakat aynı zamanda da bana, “Bu kadın kimmiş, sorsana.” dedi. Ben onunla konuşurken diğer erkekler de cesaret alarak Atatürk'e yanaşmışlar ve Onun çeşitli sorularına yanıtlar veriyorlardı. Satı Kadın’dan öğrendiğim şu idi: Kendisi Kazan köyünün muhtarı imiş ve seçimle köy yönetiminin başına yeni geçmiş. Muhtar Satı Kadın oraların hakimi edası ile ayranı otomobile getirtti. İçtik ve kendisinden köyü hakkında bilgi edinerek yola koyulduk. Atatürk, “İşte mebus olacak kadın.” dedi. Satı Kadın, Türk köylü kadının cesur bir sembolü olarak karşımıza çıkmıştı. Yol boyunca onun hakkında gözlemlerimizi söylüyorduk. Nuri Conker, Büyük Millet Meclisi’ne üye olarak girebilecek bu yeni aday arkadaşı hakkında şakalı sözler sarf etmekle beraber, Atatürk bu muhtarın ismini ve köyünü kaydetmemi emir vermişti. Satı Kadın’ın kişiliğinde Türk köylü kadınının milletvekili adaylığını görmekle gururlu idim. Satı Kadın, 1935 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, ilk kadın milletvekili olarak seçilmiştir.” **** Daha önce bu yoldan geçmiş olan Afet İnan yol boyunca Atamıza Kızılcahamam’ın güzelliklerini anlatır.. Atatürk’ün Kızılcahamam’ı ziyaret edeceği birkaç gün önceden duyurulduğu için, köylerden de gelenlerin teşkil ettiği büyük bir kalabalık ile devlet memurları 16 Temmuz sabahından itibaren şimdiki PTT binası önündeki alana ve yolun iki yanına dizilerek beklemeye başlarlar. Ankara Caddesinin başından, PTT binası önüne kadar da ilçede bulunan halılar toplanıp yola serilir. Önce Muhafız Birliği’nin motosiklet gürültüsü duyulur. Arkasından da Atatürk’ün üstü açık spor arabası görünür. Kafile, karşılayanların önünde durur. Atatürk, kalabalığa hitaben yaptığı kısa bir konuşma yapar.. Ardından arabalarla Soğuksu’ya doğru hareket edilir. Kafileyi Soğuksu’da püfür püfür esen tatlı bir serinlik karşılar.. Kızılcahamam’a özgü yöresel yemeklerle hazırlanan sofrada yemek yiyen Atatürk, Temmuz sıcağında küfür küfür esen çamlıktan çok hoşlanmıştır. Bir ara kafileden ayrılır.. Doğa ile baş başa kalmanın huzuru ile bir çam ağacının altına bağdaş kurarak oturur.. Emperyalizme meydan okumuş bir dünya lideri gibi değil, sade bir insan gibi.. Bir de türkü tutturur.. (Fotoğrafın o anda habersiz çekildiği sanılıyor) * Ertesi sabah, Atamıza kaynağından doldurulmuş bir bardak su ikram edilir.. Suyu çok beğenen Atatürk: ”Kızılcahamamlılar, bu su altın gibi” der ve böylece bu suyun adı ALTIN SU olarak kalır.. Ayrılmadan önce kalabalığa hitaben bir konuşma yapan Atatürk, ”Bu cennet yurt köşesinde mutlusunuz Kızılcahamamlılar” Sözünü de bu sırada söyler. Konuşma sonrasında, Belediye Başkanı Tahir Barlas, bir gece konakladığı kamp yerinin tapusunu Mustafa Kemal Atatürk’e takdim eder. Bu ziyaretten sonra, Atatürk’ün altında dinlendiği çam özel bakım altına alınır ve söylediği meşhur: ”Bu cennet yurt köşesinde mutlusunuz Kızılcahamamlılar” sözü bir levhaya yazılarak asılır. Prof.Dr. Âfet İnan’ın hatıralarına göre Atatürk, yol boyunca, etkilendiği Kızılcahamam ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapar: ”Bu turistik beldede oteller yapılmalıydı. Kaplıca suyundan daha modern tarzda istifade edilebilirdi. Ormanların bakımı ve yenilerinin yetiştirilme gayretleri bu yerlere büyük imkânlar sağlardı.” *** 1940 yıllarında bir bayram vesilesiyle Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım ve bir çok milletvekili Kızılcahamam’a davet edilir. Törende konuşmaların ardından kürsüye davet edilen Makbule Hanım, Kızılcahamam’lılara teşekkür ederek vaktiyle Atatürk’e verilmiş olan tapuyu çantasından çıkararak: -Bu tapu bizden ziyade size lâyıktır Kızılcahamam’lılar! Diyerek, Atatürk’ün kamp yapmış olduğu yerin tapusunu ilçeye iade eder… *** Yolunuz Kızılcahamam tarafına düşerse mutlaka yarım saatinizi ayırın, Soğuksu Milli Parkını ziyaret edin.. Atatürk’ün Soğuksu Milli Parkı’nda konakladığı ve oturup türkü söylediği yeri soruşturun.. Atamızın o gün yere bağdaş kurup oturduğu o çamın dibinde bir Atatürk büstü ve tanıtım panosu ile karşılaşınca çok duygulanacaksınız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder